İYİ Parti iftarda bir araya geldi

Kırıkkale İYİ Parti il başkanlığı tarafından bir dinlenme tesisinde iftar programı düzenlendi. Düzenlenen iftar programıa İYİ Parti İl Başkanı Yavuz Kuzucu, Milletvekili aday adayları ve partililer katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşma yapan İl Başkanı Kuzucu, “Çok kıymetli eski ve yeni yönetim kurulu üyelerimiz, değerli ilçe başkanlarımız değerli dava arkadaşlarım İyi Partimizin büyümesinde sizlerin ne kadar emekleri olduğunu gayet iyi biliyorum. Ne zor günlerden gelerek, ne meşakkatler yaşayarak ne zorluklar çekerek bugünlere geldiğinizi en iyi bilenlerdenim. Partimizin kurulduğu İlk günden itibaren yanımızda olan hiçbir menfaat gözetmeden, türlü şantaj ve yıldırmalara, engellere boyun eğmeden bugünlere gelen tüm gönül dostlarımıza ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizlerin de çocukları, aileleri, ileriye dönük endişeleriniz vardı fakat sizler zor olanı seçerek beraber aynı yollarda yürümemizi tercih ettiniz. Sağ olun var olun. Yaptığınız ve yapacağınız hiçbir çalışma Allah’ın izni ile unutulmayacaktır. Sizler bu yaptıklarınızla sarsılmaz bir iradeye sahip olduğunuzu kanıtlamış oldunuz. Sizlerle bu bayrağı Allah’ın izni ile bugünlerden çok ilerilere taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

Kuzucu, “Burada rahmetli olan cesur yol arkadaşım, ağabeyim can dostum partimizin bu günlere gelmesinde büyük emeği olan il genel meclis üyemiz Şevket ÖZSOY arkadaşımıza da Allahtan rahmet ailesine yakınlarına camiamıza baş sağlığı diliyorum. İnanıyorum ki Şevket ÖZSOY arkadaşımızın ruhu bizlerle beraberdir. Değerli dava arkadaşlarım, kıymetli basın mensupları, yakın bir zamanda ülkemizde hiç tahmin edemeyeceğimiz büyük acıları hep beraber yaşadık. Bunun için de bu ramazan ayı ülkemiz ve milletimizin derin acılar yaşadığı bir ay olmuştur. Evlerimiz yıkıldı. Canlarımız, en sevdiklerimiz kendi yaptığımız evlerin enkazlarının altında kaldı. Koklamaya doyamadığımız çocuklarımızı, analarımızı babalarımızı kendi ellerimizle kara toprağa verdik. Dün zengindik, varlıklıydık, hiçbir şeye muhtaçlığımız yoktu, bugün ise bizlerde her şeye muhtaç duruma geldik. Elimizde avucumuzda ne varsa kaybettik. Gerçekten çok büyük ve dayanılması çok büyük acılar yaşadık”

“Tüm bu acılara katlanmaya çalışırken, depremin üçüncü gününde çadır satan Kızılay’ı duyunca daha da yaralandık, daha çok üzüldük. Annelerimizin, babalarımızın, öğretmenlerimizin kara gün dostu diye öğrettikleri Kızılay’ın çadırı ve yardımı bize getirmeyip de sattığını duyunca kumbarasındaki paraları Kızılay’a gönderen çocuklar aklımıza geldi. Kızılay’ın çadır satması bizi deprem kadar üzdü, deprem kadar yaraladı. Meğer kara gün dostu bildiğimiz KIZILAY kara gün dostu olmayı bırakmış kar getiren bir holding olmuş, bu vesile ile haberimiz oldu. Bugün de bile particilik yapıp oy hesabı yapılarak yardımların tez zamanda depremzedelere ulaşması gerekirken, yollarda giden yardım malzemelerinin üzerine valilik ve AFAD’ın isimlerini yazacağız diye zaman kaybedilmesi kabullenilecek bir durum değildir. Çünkü bunları yapacak kadar zamanımız yoktu. Millet göçük altında bir an önce kurtarılmayı bekliyordu”

“Değerli dava arkadaşlarım, bu kadar felaketi beraber yaşadıktan sonra bir tek yürekli kimse sorumluluk alıp istifa etmedi ya… Diyecek söz kalmadı. Anlayacağınız bu kadar felaketi vatandaşlarımız yaşarken ‘’Tuz koktu’’ dediğimiz zamanlar olmuştur.  Değerli dava arkadaşlarım, tüm bu yaşadıklarımız tek adam sisteminin bir ürünüdür. Bu ucube sistem devam ettiği sürece kimi başa getirirsek getirelim bugünden farkı olmayacaktır. Bu kadar yetkiyi verdiğimiz her kişi sonunda demokrasiden çıkarak baskıcı bir yol izleyecektir. Bugün eğer sistem marjinal partilerin yüzde birlik ikilik oylarına muhtaç olmuşsa bu da, bu ucube sistemden kaynaklanmaktadır. Siyasi partiler yüzde elli artı biri bulmak için, içine sinmese de varlığına bile tahammül edemedikleri başka siyasi partilerle işbirliği yapmak zorunda kalıyorlar. İşin ilginç yanı ise AKP istediği sıra dışı bir parti ile her istediği konuşmayı ve birleşmeyi yaparken gayet iyi, gayet güzel oluyor, bir başka siyasi parti yaparken terörist oluyor, hain oluyor. Apo’dan mektup getirilirken, terörist Osman ÖCALAN TRT’de konuşturulurken, teröristlerle magri magri türküleri söylerlerken, hakim ve savcıları teröristlerin ayağına götürürken, teröristlere lahmacun ısmarlayıp karınlarını doyururken iyi, başkası bu konuda haklı bir söz söylerken, kötü. Ne yaparlarsa yapsınlar halkımız artık uyandı. Teröristin kim yanında, kim karşısında anladı. Kim hakkın, adaletin, doğrunun yanında, kim dini imanı kullanarak halkın temiz ve saf duygularıyla oynuyor çok iyi biliyor”

“Değerli dava arkadaşlarım, AKP yirmi yıldır işçi, memur, emekli, dul ve yetim, köylü için vermediği hakları vermeye çalışıyor. Çünkü kazanırsa misli ile alacak, seçimden sonra milletin anasını ağlatacak. Kazanamazsa gelen iktidar ne yaparsa yapsın mantığı ile hareket etmektedir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Allah’ın izni ile 14 Mayısta bir güneş doğacak. Tüm haksızlıklar adaletsizlikler bitecek. Ülkemiz derin bir nefes alacak çünkü güneşimiz ülkemizi ve dünyamızı aydınlatacak.  14 Mayısta yapacağımız seçim inşallah ülkemiz için bir dönüm noktası olacak. Milletimizin teveccühü ile tek adam yönetimine son verilerek tekrar parlamenter yönetime geçileceği günler yakındır. İnşallah parlamenter sistem gelecek Genel Başkanımız Başbakan olacak. Ülkede hakça adaletli bir şekilde herkesin cebinin dolduğu, yüzünün güldüğü günler gelecek.

“Değerli dava arkadaşlarım, burada birbirinden kıymetli milletvekili aday adayı arkadaşlarımız var. Allah izin verirse bu kıymetli arkadaşlarımızdan üç kişi aday olacak. Genel Başkanımız ve genel merkezimiz hangi arkadaşlarımızı uygun görürse elbette tüm arkadaşlarımızın ortak adayı olacaktır. Umarım ki ve biliyorum ki aday olamayan diğer aday adayı arkadaşlarımızda canla başla partimizin ve aday olan arkadaşlarımızın başarılı olmaları için çalışacaklardır. Değerli basın mensupları sizlere, bugünkü birlik ve beraberlik yemeğimize katıldığınız için teşekkür ederim. Bizim, İYİ Partinin başarılı olmasına en çok basınımız sevinecek. Çünkü biliyorum ki sizlerde özgür değilsiniz. Ne diyeceğiniz, neler söyleyeceğiniz boğazınızda kırk boğum olarak çıkıyor. Acaba ne söylerim de birilerinin hoşuna gitmez diye düşünmeyeceksiniz. Aslında bizim iktidarımız en çokta basınımızın işine yarayacak. Söylediklerinizden ve yazdıklarınızdan horlanıp geriye itilmeyecek, yazdığınız tenkitlerden daha çok feyz alıp yararlanılacaktır. Anlayacağınız bizim iktidarımızda sizler daha kıymetli, daha hür ve bağımsız olacaksınız. Ceza evlerimiz düşünen ve yazan insanlarla dolmayacaktır. Çünkü zaman sen ben demenin zamanı değil, hep birlikte başarılı olmanın zamanıdır.

“Değerli dava arkadaşlarım, ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, yardımlaşma duygularının en doruğa çıktığı çok müstesna günlerdendir. Bu ramazanın, ülkemize milletimize ve partimize huzur getirmesi umuduyla herkesin Ramazanını kutluyorum.  Herkese sağlık sıhhat ve afiyetler diliyorum. Buraya katılım sağlayan tüm partili partisiz arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım” dedi.